Bülent Ersoy sanat hayatına özel müzik dersleri alarak başladı. Ardından İstanbul Belediye Konservatuarı’nı bitirdi.. 1960 yılında ailesi ile birlikte Bursa'dan İstanbul'a göç ettiler. 1971 yılında ilk 45'liği Saner Plak’tan çıktı. (Lüzûm Kalmadı ve Neye Yarar Gelişin). 1974'te Büyük Maksim Gazinosu’nda sahneye çıktı.
Klasik Türk müziği dalında eğitim görmüştür. Üstün müzik bilgisi ile diğer müzik türlerinde eserleri bile direkt notadan seslendirebilmektedir. Tangodan türküye, aryadan operaya, mehter marşından rock müziğine kadar) az sayıda da olsa popüler eserler de seslendirdi ve onlarca albümü yayınlandı.
1997 yılında Uluslararası Montu Merid Müzik Doktoru unvanıyla ödüllendirildi. Ulusal ve uluslararası birçok konser vermiş olup, otuzyedi yıla yaklaşan sanat yaşamında pek çok ilke imza atan Bülent Ersoy, dünyaca ünlü yıldızların sahne aldığı salonlarda konser verdi.
1980 yılında London Palladium’da ve 1983 yılında Madison Square Garden’da sahne alan ilk Türk sanatçısı oldu. 30 Mart 1997’te ise Ümmü Gülsüm’den sonra, etnik müzik sazlarıyla Paris Olympia müzikholünde sahne alan ilk sanatçı oldu. Dario Moreno’dan sonra Olympia’da konser veren ilk Türk sanatçısı olan Bülent Ersoy, elli kişiden oluşan orkestrasıyla dört saat süren bir program sundu.
Bulent Ersoy, Paris Olympia'da sahne almadan önce Fransız Devlet Televizyonu'na bir röportaj vermiş ve bu röportajda kendisine yöneltilen Türkiye sizin gibi bir sese yıllaca yasak koydu, nasıl yorumluyorsunuz? şeklinde bir soruya O bizim ülkemizin iç işi. şeklinde yanıt vermiştir. Ayrıca Bülent Ersoy'a Olympia Konseri'nin ardından Azerbaycan, Devlet Sanatçılığı ünvanını vermiştir.
Bugüne değin otuzun üstünde albüme imzasını atan sanatçı, Türk Müzik Tarihi’ne ismini altın harflerle yazdırdı ve klasik, alaturka şarkılar alanında gelmiş geçmiş en önemli yorumcular arasında yer aldı. Müzik yaşamı boyunca sayısız ödül aldı. Herkesin takdirini kazanan geniş entervalli ve yüksek volümlü sesi, Japonya’da ses laboratuvarlarında yapılan testler sonucu yüzde yüz kusursuz bulundu [kaynak belirtilmeli] ve 1997 yılında Uluslararası Montu Merid Müzik Doktoru ünvanıyla ödüllendirildi.
Sahneye çıktığı yıllardan itibaren, cinsel tercihi doğrultusunda görüntüsü hızla değişti. O yıllarda bu konumuyla ilgi çektiği kadar tepkilerle de karşılaştı.
1980 Ağustos'unda İzmir Fuarı'nda elbisesinin askının kopması nedeniyle göğüslerini açınca İzmir Cumhuriyet Savcılığı, hakkında soruşturma açtı. Eylül 1980'de Kordon’daki evinde bir hâkime hakaret edince tutuklanarak Buca Cezaevi'ne gönderildi. 12 Eylül darbesi sonrasında Ocak 1981'de kadın kılığında sahneye çıkan bütün erkek sanatçılarla birlikte sahne yasağı aldı. 14 Nisan 1981'de Londra’da geçirdiği cinsiyet değiştirme ameliyatıyla kadın oldu. Ancak 'pembe nüfus kağıdı' alması yıllar sonra, sahne yasağını da kaldıran dönemin başbakanı Turgut Özal'ın öncülüğünde çıkartılan bir kanun sayesinde oldu.
Bülent Ersoy yasaklı olduğu yıllarda çeşitli Avrupa ülkelerinden vatandaşlık teklifi almıştır. Türk ordusu hakkında olumsuz beyanlar vermesi de teklif edilen sanatçı, bu tarz yolları tercih etmeyerek milliyetçi bir duruş sergilemiştir. Bülent Ersoy 1989 yılında Adana'da verdiği bir konser sırasında bir seyirciden gelen 'Çırpınırdın Karadeniz' adlı isteği farklı bir makamda okuduğu için kurşunlanarak bir böbreğini kaybetmiştir. Sanatçı yıllar sonra kendisini vuran kişiyi affetmiştir. En son albümünü 2002 yılında çıkartan sanatçı, halen çeşitli konserler vermektedir. Popstar alaturka adlı şarkı yarışmasında jüri üyeliği yapmaktadır.